DİĞER
"Otobiyografiler, münferit onlarca olayın birbirine bağlanarak, yazan öznenin merkezîliğinde bir mantıksal bütün teşkil edecek şekilde kurgulandığı metinlerdir. Ama kurgu olmaları, tarihçi için güvenilmez fanteziler oldukları anlamına gelmez. Kurgulanmanın mantığını anladığımız ve akılda tuttuğumuz sürece pekâlâ kıymetli kaynaklar teşkil edebilirler."
Pandemi, mülteciler, Ukrayna savaşı, küresel iklim krizi, yolsuzluk, politik gerginlik, artan ırkçılık ve ayrımcılık, ekonomik kriz, distopyalar… Bütün bu gergin gündemi biraz olsun unutup rahatlamanızı sağlayacak, seyahatte ve tatilde yanınızda gezdirebileceğiniz, neşeli ve sürükleyici bazı kitaplardan küçük bir derleme...
"Edebi bir eserde medya verileri nasıl kullanılır, biraz bunu da denedim. Dalgaların oluşum süreçleri, bu süreçlerle ilgili bilimsel veriler şiire dönüştü. Dalgalar Nasıl Oluşur? için herkes tarafından okunabilir sayfaların yayınlanması dışında bu metinlerden yola çıkarak ayrıca “dijital” eserlerden oluşan bir seri var. Bunların bir kısmını ben hazırladım, bir kısmını da bu alanın genç ve önemli isimlerinden Ecem Dilan Köse."
“Emeğe, dayanışmaya, mücadeleye ve umuda dair belleklerde taşınan öykülerin, anıların, tanıklıkların kaybolup gitmesini istemedim. Çünkü belleklerde taşınan tarih, taşıyanın ömrüyle var olabiliyor. Ben Türkiye ‘68’inin ihmal edilmiş aktörleri işçilerin, onların son derece kıymetli olan yaşam öykülerini görünür, bilinir hale getirmeyi amaçladım.”
"İyiliği Düşünmek gibi bir ad taşıyan bir kitapta bence “iyilik” kavramı, hem “iyi”den bağımsız olarak hem de soyut olmaktan çıkarılarak ve bugünkü kaygılarla daha derinlikli düşünülüp tartışılmalıydı."
"Bilindiğinin tersine feminizm kendi içinde bütünlüklü bir kavram değildir. Kimi zaman ayrışan kimi zaman kesişen, ama çoğunlukla birbirlerini besleyen, dönüştüren farklı feminist gelenekleri vardır. Cümbüş cemaat feminizm! Ama işin güzelliği biraz da burada. Neyse ki hepimize uygun bir feminizm geleneği var."
"İşçilerin Haziranı, '15-16 Haziran Olayları' ya da 'Büyük Direniş' ismiyle anılan o iki günü, öncesini ve sonrasını anlatan, yaşananları doğru ya da yanlış diye kategorize etmeden, olgulara dayanarak gün yüzü görmemiş belgeler ve fotoğraflarla kaleme alınmış bir kitap olarak 50 yıl sonra o günlere ışık tutmakta."
Oğul Sırtlanı’ndaki şiirlerin en temel özelliği şairinin içinde bulunduğumuz “bilişim” ve “dijital” çağın koşullarına karşı uyanık ve yeni bir çağ içinde yaşadığımızın ve ayrıca bu çağ içinde yazdığımızın farkında olması. Dolayısıyla geçmişe, geçmiş şiire ve geçmiş şiirin çoktan geçersizleşmiş diline yüz sürmeyip, tersine bize verilmiş hazır şiir geleneğinin içinde kendine yeni bir kanal açmaya çalışıyor.
Ali Özgür Özkarcı’nın kitabı Dört Köşeli Kambur'u okurken “Vatan nedir?” diyeceğiz mesela, “Neresidir?” diyeceğiz. Yazar da öykülerinin içinden sürekli fısıldayacak: “İnsanın saklanacağı yer kalmamışsa vatanı yoktur.”
Oğul Sırtlanı, okurla iş birliği yapmaması bakımından kendine ait bir sınırı beraberinde getiriyor. Bu sınır, anlam üzerinden bizi yokuş yola sürmekten çekinmiyor
Şair Refik Durbaş, 74 yaşında aramızdan ayrıldı. Durbaş şiirleriyle olduğu kadar köşe yazıları ve dergiciliğiyle de tanınıyordu...
Tanıl Bora'nın kaleme aldığı Zamanın Kelimeleri, Yeni Türkiye'nin dilinin politik ufkumuzu ve genelde dünyayı idrak etme biçimimizi daraltarak dönüştürdüğü hususunda okurunu dikkatli olmaya davet ediyor
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık